Sular Yükselmiş, Geçit Vermiyor

Mencilis Mağarası, Karabük, 10-11 Mart 2018

Geziye Katılanlar: Gamze Baydemir, Bora Efe, Recep Can Altınbağ,
Bülent Efe Temur, Halil H. Atıcı, Beliz Aydın, Erdi Şencan, Türker
Türkyılmaz, Tuğçe Nur İlbaş, Özlem Kaya, İrem Kopucuoğlu, Tutku
Nergiz, Atakan Gülbahar, Burak Gökyer, Erdinç Kara, H. Ronahi
Halitoğlu, Anıl Alyanak, Eren Kenan, Uğur Özkan, Melih, Merve
Kızıl, Ebru Tütünler, Cihan Yıldıray

İlk gezimin ardından ikinci gezim için heyecanlanırken cuma günü hızlı bir şekilde gelmişti. Kulüp odasına geldikten sonra uzaktaki bir karmaşada kirli pek çok bulaşık karşılanmış ve hazırlıklara son anda katılan bir kaç kişi olarak içinde pek çok dünyayı bulunduran kirleri bulaşıklardan temizlemeye başlamıştık. Sonunda her şey bittiğinde kulüp odasında sakin bir konuşma dönmekteydi. asanın ortasında ise Uğur’un rahmetli akrebi yer almaktaydı. Her ne kadar ölü olmayıp kış uykusunda olduğuna dair bizi inandırmaya çalışsa da kopan kuyruk ile acı gerçek gün yüzüne çıkmıştı. Eskilere dalan Uğur, rahmetliyi son yolculuğuna uğurlamak için bizimle kamp alanına getirmek istiyordu. Onu reçinede muhafaza edip son anısını kendinde bulundurmak niyetindeydi. Zaman bu tarz konuşmalar ile hızla ilerlemiş ve gezi vakti sonunda gelmişti.

Eşyaları hızla otobüse yerleştirip sonunda yolculuğumuza başlamıştık. Eğitmenler otobüsün arkasında bir araya toplanıp ekipleri belirliyor, ben ve benim gibi srt eğitimi almayanların kaderini belirliyorlardı. Kararlar alınmış ve son ekip SRT eğitimi olmayanlara bırakılmıştı. Günün son saatlerinde herkes bir dörtlü koltuğu kaplayıp uykuya dalmış, otobüs koridoru yürünemeyecek hale gelmişti. Uzun bir yolculuk sonunda Karabük bizi, ekmek ararken sokaklarında doyasıya dolaştırdı. Nevalemizi tamamlayıp sonunda kamp alanına giriş yaptığımızda yerlerin kırağı tutmasından havanın soğukluğu kendini görsel olarak bize sunuyordu. Hızlı bir hazırlıktan sonra çoğu kişi çadırlarına çekilmiş ancak sadece birkaç cengaver uyanık kalıp ilk ekip için ateşi yakmaya çabalamışlardı. Çabaları uzuncana sürdüğü anlaşılırken, sabah kalkan bizler bunun ekmeğini yemiş güzel bir güne başlamıştık.

İlk grup bir yandan hazırlanırken biz geri kalanlar hem yemek hazırlıyor hem de bir yandan ateşin karşısında ısınmaya çalışıyorduk. İlk ekibin ,döşemecilerin, gidişinin ardından ben ve birkaç kişi odun toplamak için yürüyüşe çıkmaya karar verdik. Amansız yerlere girmiş ancak biraz eli boş olarak medeniyet denen o turistik yere doğru boynu bükük olarak ilerlemekteyken Merve’nin keskin gözleri sayesinde koca dallar ellerimizde yerlerini almıştı. Bir zafer kazanmış edasıyla kampa geri döndüğümüzde kendimizi ateşin başında bulmuştuk. Bu esnada 2. ekip de hazırlanmaya başlamış ve acı gerçek gün yüzüne çıkmıştı. Döşemecilerin alması gereken eşyalarda bir eksiklik vardı. Yapılacak bir şey olmadığına karar veren bir grup batak alemine dalmış, 4 sandalyeye konmuş ateşin yanında yer alıyorlardı. Sonunda ilk ekip gelmiş yemekler yenmiş ve Recep’in karla karışık zorlu yolculuğu sonunda kamp alanına gelmesi ile son bulmuştu. Ateşin başında geçen konuşmalar sonucunda 2. ekibin de gelmesi ile insanlar kendi projelerine dalmaya başlamıştı.

Kamp alanının biraz yukarısında kurulmuş olan salıncak bir süre neşemizi yerine getirirken sonunda merhum için son hazırlıkların yapılmasına karar kılınmıştı. Önce özenle bir kap bulunup temizlenmiş ve ateşin başına benmari usulü ile reçinenin eritilmesi için toplanılmıştı. Zaman geçerken törensel bir edayla devam eden akrebi reçinenin içine koyma tamamlanmıştı. 3. ekibin de gelmesi ile ateş başı sohbetleri canlanmaya başlamıştı. Yemekler hazırlanıp tüketildikten sonra sıra tatlı projelerine gelmişti. Erdi’nin askere gidecek oluşunun şerefine pasta yapacak olan Tutku ve irmik tatlısı yapmayı planlayan Recep bunları gecenin geç saatlerine ertelediğinden bir sonraki günün ekibi olan ben ve birkaç arkadaş çadırlarına erkenden çekilmiş tatlı yakalamışlardı. Ancak sabah kalktığımda acı, tatlı bir sürpriz beni bekliyordu. Sabah kahvaltısı için açtığım her krem karamel kutusu beni irmik tatlısı olarak karşılıyordu. Bulduğumuzla yetinmemizi öğütleyen büyüklerimizi dinleyip kahvaltımızı yapmaya devam ettik.

Günün ilk ekibi giderken ikinci ekip olan bizler hazırlanmaya başladık. Sonundamağaraya olan uzun ve sayısını saymak için pek heveslenemediğim merdivenlerden çıkmaya başlamıştık. Turistik alandan uzaklaşıp dünyanın karanlıklarına dalarken keyifli bir mağara bizi bekliyordu. İlerledikçe ilerliyor ve genişleyip daralan alanlarda farklı oluşumlar ile karşılaşıyorduk. Minik gölcüklerden sularımızı içerken daha da derinlerde bir ışık gören bizler duvara
yaslanıp diğer grubu şaşırtmaya çalıştık ancak bir kere olan olmuş ve sesler bizi ele vermişti. Yanlarına ulaştığımızda bir grup ipten yukarı daha yeni çıkmış diğerleri de çıkmak üzereydi. Güzel bir ara vererek sabahki hayal kırıklığımdan sonra bir çikolatalı ekmeğin çıkması ile her şey daha da güzelleşmişti.

Recep’in elinde bulunan kamera ile bir anda keyiflenip fotoğraflar çekmeye başladık. Zaman geçerken ilk ekip yanımızdan ayrılırken bir süre daha mağaranın keyfini çıkarmaya devam ettik. Son ekip olarak sonunda mağaradan çıkmaya hazırlanırken kendimizi bir savaş alanında kuşatılmış olarak bulduk. Çamurlar uçuşuyor biz geridekiler ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Yaralılarımızı ve ölülerimizi sayıp ayıkladıktan sonra kalabalık bir şekilde sıra sıra mağaradan çıkmaya başladık. Kıyafetlerimizde ve yüzlerimizde bulunan savaş izlerinden diğer insanlar geri çekiliyor, çocuklar çığlık atıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Sonunda kamp alanına ulaşmış dönüş hazırlıklarını hızlı bir şekilde yapmıştık.. Bir sonraki kısa yolculuk ile kendimizi Safranbolu’nun tarih kokan ama her şeyden önce ikram lokum dolu sokaklarında bulduk bir saatliğine. Ekonomiye can katıp Tuğçe’nin açları meydanda doyurması ile dönüş yolculuğumuza başlamış olduk. Yollar hızla geçiyor ve İstanbul’a gelişimiz ile bir gezi daha son bulmuş oluyordu. Gezi videosu için tıklayınız.

Ekipler:
10 Mart Cumartesi:

  • Döşeme: Uğur, Gamze , Türker, Efe, Anıl(10.00-17.00)
  • 1. Ekip: Ebru, Bora, Tutku, Halil, Eren (10.10-14.00)
  • 2.Ekip: İrem, Erdinç, Cihan, Erdi,Türker, Melih (15.00-18.54)

11 Mart Pazar:

  • 1.Ekip + Toplama: Beliz, Recep, Bora, Anıl, Tuğçe, Türker (08.30-12.30)
  • 2.Ekip: Uğur, Ebru, Ronahi, Merve, Efe, Atakan, Özlem (10.00.12.30)

H. Ronahi Halitoğlu