Aksu, Düzce, 20-22 Aralık 2019
Geziye katılanlar: İrem Kapucuoğlu, Halil Habip Atıcı, Tuğçe Nur İlbaş, Anıl Alyanak, Belkıs Ovalı, İrem Güzel, Emre Can Güzel, Funda Yıldırım, Utku Ergan, Erdi Şencan, Sinem Başak Kapucu, Türker Türkyılmaz, Eylül Horoz, Saygın Gençer, Ozan Küçükbağış.
Her zaman olduğu gibi gezi hazırlıkları cuma günü erkenden yapılmaya başlanmıştı ancak bazı malzemelerin BÜMAK’ta olması nedeniyle malzeme çantalama işi bir hayli gecikti. Tüm malzemeler kulübe geldikten ve her şey hazır olduktan sonra artık eşyaları arabalara yerleştirme ve yola çıkma vakti gelmişti. Bu sefer diğer gezilerde olduğu gibi otobüsle değil, toplamda üç adet arabayla gidecektik geziye. İki araç cuma günü akşamdan, diğeri ise cumartesi günü sabah çıkacaktı yola. Uzun süren çalışmalar ve sarf edilen onca çabanın ardından malzemeleri güzelce arabalara yerleştirmeyi başardık. Ardından Anıl, Tuğçe, Eylül ve Türker’le birlikte Eylül’ün önerdiği fevkalade şarkılar eşliğindeki yolculuğumuza çıktık. Gecenin geç saatlerinde yolun sonuna geldiğimizde sıra tüm eşyaları kamp alanına taşımaya geldi. Oldukça çamurlu olan bir yolda malzemelerimizle birlikte bata çıka, düşe kalka ilerledik ve nihayetinde kamp alanına ulaştık. Öncelikle malzeme ve yemek çadırları, sonrasında kişisel çadırlar kuruldu. Bu gezide kamp-buddy’m Kardelen yerine Eylül’le kalıyordum, çünkü sevgili çadır arkadaşım geçirdiği küçük bir operasyon nedeniyle geziye gelmemeye karar vermişti. Sergen 1 ve Sergen 2’nin çadırından gelen yemek muhabbetleri eşliğinde oldukça soğuk bir gecede titreye titreye uyumaya çalıştım.
Azıcık da olsa uykunun ardından sabah olduğunda soğuğa dayanamayıp kalkmaya karar verdim. Ancak daha kimse uyanmamıştı ve saat geç olmuştu. Bunun üzerine Eylül’le birlikte diğerlerini uyandırmaya karar verdik. Herkes yavaş yavaş uyanırken bir yandan da ateş yakılmaya çalışılıyordu. Fakat bu çok da mümkün olmadı. O saatlerde kamp alanına gelmiş olması gereken üçüncü araç da hala kamp alanına gelmemişti. Daha sonra Emre’nin sayısız kez anlatmasının üzerine öğrendik ki Funda uyuyakalmıştı, bu nedenle yola çıkmaları biraz gecikmişti. Ateşin ısrarla yanmaması üzerine bir sıcak çay bile içemeden birinci ekiple birlikte mağaraya girdik.
Başındaki takıl geçi, herkesin bahsettiği o meşhur bacası ve oluşumlarıyla oldukça güzel ve keyifli bir mağara olan Aksu, her ne kadar girdiğim beşinci mağara olsa da en sevdiğim mağaralar sıralamamda birinci sıraya yerleşti. Mağaradan çıkarken tek istediğim ve hayalini kurduğum şey kamp alanında yanan bir ateşti. Dönüş yolunda karşılaştığımız Anıl ve Türker’in ateşi yakamadıklarına dair küçük şaka ve komiklikleri beni bir süreliğine hayal kırıklığına uğratsa da saatlerdir beklediğim ateşe sonunda kavuştum. Üzerimizdeki ekipmanları ve ıslak tulumları çıkarıp yemeğimizi yedikten sonra mağaradaki diğer ekiplerin çıkmasını beklemeye başladık.
Hava karardı ve son ekip de mağaradan çıktı. Herkes ateş başında toplanmış otururken her kamp akşamında olduğu gibi sohbet edip oyunlar oynadık. Vampir köylü sırasında ortamdaki heyecan bir hayli artmışken bir yandan da ateşte pişirdiğimiz kestanelerimizi yiyorduk. En son sucuklar da yendikten sonra gecenin sonuna gelindi ve herkes yavaş yavaş uyumaya gitti. Bir önceki dondurucu gecenin ardından uyumaya gitmek istemediğim için ateş sönene kadar bekledim ve sonunda ben de yatmaya gittim. Sabah kalktığımız zaman köpeklerin yemek çadırını ve çöpleri parçaladığını fark ettik. Etrafı ve eşyalarımızı toplayıp malzemeleri çantaladıktan, kahvaltımızı da yaptıktan sonra dönüşe geçme vakti geldi. O çamurlu yoldan geçip araçların olduğu yere ulaştık ve malzemeleri yerleştirdikten sonra yola çıktık. Yol üzerindeki bir tatlıcıda mola vermek üzere plan yapılmıştı. Bunun üzerine bir künefecide mola verdik. Hayatımda hiç görmediğim kadar künefenin yendiği molanın ardından İstanbul’a doğru yola çıktık ve iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla güzel bir gezinin daha sonuna gelmiş olduk.
Ekipler:
21 Aralık Cumartesi
- Ozan, Tuğçe, İrem K., Başak, Eylül (12.00 – 15.30) Kurtarma saati: 18.00.
- Anıl, Türker, Utku, İrem Güzel, Belkıs (15.00 – 19.00) Kurtarma saati: 21.00.
- Emre, Erdi, Halil, Funda, Saygın (18.00 – 21.00) Kurtarma saati: 22.00.
Yazan: Sinem Başak Kapucu