Aksiyonlu Mağra

Aksu, Düzce, 7 Mayıs 2017

Geziye Katılanlar: Emre Can Güzel, Recep Can Altınbağ, Emel Gökgöz, Seyyidi Kerim Parlak, Bora Efe, Dursun Altınbağ

Cuma akşamı, babamın “Hafta sonu boşum bir yerlere gidebiliriz” demesiyle hızlıca bir mağara gezisi ayarlamaya başladım. İlk önce Parsık olarak planlanan gezi hafta sonunun çok yağmurlu görünmesi nedeniyle Aksu mağarasına kaydı. Cumartesi günü, Kerim’in İzmir’den kargoyla getirttiği boyoz ve bombalar eşliğinde malzemeleri hazırladık. Bombalar isminin hakkını gerçekten veriyordu, bir tanesi 2 kişinin bir günlük kalori ihtiyacını karşılayabilecek enerjiye sahipti. Akşam 21:30 civarında mağara çantalarını alıp Maslak Kampüsten 4. Levent’e Emre’nin de çantasını almak için gittik, bu sırada da yemek yedik. Akşam yemeği menüsü:

  • Kerim: Bigmac + Ketçap + Mayonez
  • Recep: Bigmac + Ketçap + Mayonez
  • Emre: Bigmac + 2 Barbekü Sos + Sarımsaklı Sos
  • Emel: Bigmac + 2 Acılı Sos + Sarımsaklı Sos

Kıtalararası bir yolculuk bizi bekliyordu şimdi. Durakta biraz bekledikten sonra 500T’ye bindik. Otobüsün orta kısmına çantaları yığıp acaba kaç saatte varabiliriz diye kara kara düşünmeye başladık. Neyse ki trafik yoktu ve bir saat sonra Kaynarca’ya vardık. Eve kadar yürünmesi gereken ufak bir mesafe vardı ve sadece 20 dakikacık yürüyerek bizim eve 00:05’te ulaştık ama bir kişi hala eksikti. Bora biraz geride kalmıştı ve ona attığım konum, telefonunun WhatsApp uygulamasının zaman zaman mesaj alamaması nedeniyle hiçbir işine yaramamıştı. Saat 00.35’te evden Boray’ı almaya çıktım ve 45 dakikalık bir rescue süresi verdim. 00.50’de Boray ile beraber eve geldik ve Kerim’in hazırladığı çay eşliğinde tarihin derinliklerine gömülmüş olan, kan efektini ketçap kullanarak yapıp klip çeken gencin videosunu izlerken saatin çok geç olmasını ve yarın sabah 5:30’da kalkmamız gerektiğini fark ettiğimiz için yatma kararı aldık. Saat 5:01:27 ‘de Boray, Emre’nin Kerim ile yattığını sandı (Kaynak: Emre’nin şahsi Casio F91W Saati). Saat 5:30 civarında ise yavaş yavaş herkes kalkıyordu. Rivayetlere göre Emre Kerim’i burun-parmak taktiği kullanarak uyandırdı ama Kerim kendi uyandığını sandı. İlginç geçen bir gecenin ardından 6:00’da evden Düzce’ye olan yolculuk başladı. Kerim 6:20’de günaydın diye insta snap’i atıp 7:50’de uyandı. Saat 8:30’u gösterdiğinde Düzce’ye varmıştık ve Emre’nin hadi kahvaltı yapalım çağrısına Pasta’m pastanesine giderek karşılık verdik. Sabah Menüsü:

  • Emre: 2 kare pide + 1 sosisimlili poğaçamsı şey, 2 şekersiz çay. 1 kere tuvalete gitti, üst kat düğün salonu gibiymiş.
  • Recep: 1 kaşarlı poğayça + 1 çay
  • Kerim: 1 pizza + zeytinli büyük poğça + pattesli böyrek + 2 şekersiz çay
  • Boray: 2 adet üstünde susam olan zeytinli şey (konserve zeytini olabilir) + üstünde ot olan sanırsa lor peynirli poğança + 1 çay

Saat 9:30’ da kamp alanına giden patikanın başına vardık ve kuşanmaya başladık. Buradan sonrasını yürüme devam edecektik. En önde Boray gidiyordu ve sol tarafa ayrılan yanlış yola saptı. Söylenenlere göre Boray her geldiğinde sola çekiyormuş (Yapılan ankete göre her 4 kişiden 3’ü sağa sapmaya meyillidir). Kamp alanına vardığımızda arabada unutulan çaydanlık yüzünden biraz vakit kaybı oldu. Saat 10:30’da mağaraya girdik. Bora çizmelerini okulda unuttuğu için eski bir keşua spor ayakkabı (39.90 TL, 41 numara, kafverengi, kırmızı detayları olan, delikli, tabanın 3 kat olduğu aşınmasından dolayı net bir şekilde görülen, aslında dans ayakkabısı olan) ile girdi. İlk çıkışı döşemek için Bora ile beraber çıkışın başına geldik bu sırada Emre ve diğerleri fotoğraf çekiyorlardı. Bora, ayakkabılarının aşırı derecede kayması nedeniyle çorabının (yün sentetik karışık, topuk kısmı yine aynı şekildeki yün ve sentetik karışımı bir çorap ile yamalı) lifli yapısını, sürtünme katsayısını artırmak için kullandı. O çıktıktan sonra bende yukarıya çıktım. Bu çıkışı el cumarı kullanarak çıktığım zamanı hatırlıyorum da ilk mağara heyecanından olsa gerek çıkışın sonunda cumarı düğüme dayamıştım. Bora ve Emre’nin gözetiminde hengırları sıkıp hattı kurdum. Kerim ve Emel’in de yukarı gelmesiyle ilerlemeye başladık.

Bir yandan da Emre fotoğraf çekiyordu ve onun için her ne kadar zayıf kalsa da kafa fenerlerimizle ışık sağlamaya çalışıyorduk. Biraz ilerledik ve bacaya vardık. Bu sefer tek denemede geçebilecek miyim acaba diye düşünürken yukarıda buldum kendimi. Takıl-geç yapılacak yere vardığımızda bolt arayışım patlatılmış bir bolt bulmamla bitti ve doğal bağlantılar alarak ip hattını kurduk. Perlona sekizli atmaya çalışırken Emre’nin uyarısıyla kendime geldim. Buradan sonraki kısımda sürekli karşımıza çıkan cadı kazanlarından geçmek çok zevkliydi. Mağaradaki sulu kısmın sonunda vardığımızda yanımıza az yiyecek ve su aldığımız için biraz dinlenip dönme kararı aldık. Bu sırada Kerim getirdiği mesir macunlarını (çiklet şeklinde) herkese bir tane olacak şekilde dağıttı.

Mağara bile hareketlendi bu andan sonra. Bora ile ben önden gittik ve diğerleri toplayarak gelecekti. Bacaya vardığımda bir refleks ile el cumarının kapısının dışa bakıp bakmadığını kontrol ettim. İlk girdiğimde dışa bakan kapıyı Nermin’in uyarısıyla fark etmiştim. Dışarı çıktığımızda saat 13:45 olmuştu. Babam köfte ve tavuklarla uğraşıyordu. Biz de üstümüzü değiştirip yemek yedik. Saat 15:25’te Emre, Emel ve Kerim de çıktı ve yemek yediler. Kerim kaşar peyniri yerken “Beni değil de Katy Perry’i düşünün. Ağzından kaşar böyle eriyor gibi” diyerek kamptakileri değişik bir atmosfere soktu. Mönü:

  • Tavuk, Köfte, Kızartma, Yumurta, Kek, Ekmek, Çay, 2 Çeşit Peynir, Zeytin, Lokum

Bu mönüyle gezi yemeği, geziye kompakt bir şekilde yapılmış ve aradan çıkarılmış oldu. Yemekten sonra ise bir ayağın diğerine çiçek vermesi gibi değişik, anlaşılamayan ve tanımlanamayan bazı olaylar yaşandı. Saat 17:20’de kampta ayrılıp yola koyulduk. Emre bu gezide 554 adet fotoğraf çekti ( Hepsi RAW formatında çünkü JPEG’i de ekleyince çok yer kaplamaktaymış ). Benzinlikte durup biraz mola verdik. Bu sırada arabanın yolu kapatıyor olması “Datça abi araçları otoparka alalım, çıkışı kapatmayalım” gibi ilginç bir uyarı ile engellendi.

Günün Sözleri:

  • “Volvo, Scania, DAF, gerisi laf” – Boray
  • “Birçok kızların karşılaşabileceği en iyi kızlardan biri benim” – Kerim
  • “Uykusuzum çünkü 6 saat uyudum. Bir gün 24 saatse 18 saatten fazla uyumadık o zaman” – Kerim
  • “Kocaeli boyunca bile trafik vardı insanlar napıyor haftasonu ya? Kavimler göçü var resmen şu an” – Kerim

Mağara Pileylisti:

  • Serkan Kaya – Kalakaldım
  • Çağatay Akman – Gece Gölgenin Rahatına Bak
  • Tolga Çandar – Evlerinin Önü Mersin
  • Kerim – Dum Taka Dum (Mağaraya Özel Canlı Show)
  • Candan Erçetin – Nar Çiçeği (Emel Cover)
  • Lay Lay Lom Galiba
  • Şakira – Gabara Ra Ra

Mağarada Yeni Keşfedilen Canlı: Borayus Efeta Meraklı bakışlar ile etrafını izleyip ne olduğunu anlamaya çalışan Borayus Efeta, daha önce karşılaşmadığı varlıklar karşısında utandığı için kayanın arkasında bekliyor. Biraz zaman geçince ise merakı utangaçlığını bastırıyor ve yavaş yavaş yukarı çıkıyor. Herhangi bir öfke belirtisi göstermemesi, onun ne kadar dost canlısı olduğunun bir kanıtı adeta. Onu daha fazla rahatsız etmek istemediğimiz için oradan ayrılıp yolumuza devam ettik.

Ekipler:

  • 7 Mayıs Pazar Emre, Kerim, Emel, Recep, Bora (10:30 – [13:45 (Bora, Recep),15:25 (Kerim, Emel, Emre)])

Recep Can Altınbağ