Mencilis Mağarası, Safranbolu, 1-3 Mart 2013
1 Mart Cuma günü gezi için gerekli hazırlıklar yapıldı. Otobüsün biraz gecikmesi sebebiyle 00.00’da eşyalar otobüse yerleştirilip 00.20’de Safranboluya doğru toplam 16 kişi yola çıkıldı. 01.30 ve 02.40’da ihtiyaç molası verilip bu sırada malzeme eksikleri (pil, vs..) tamamlandı. Sabah 6 sularında Safranbolu’ya varıldı. Buradaki bir ekmek fırınından ekmek alındı. Safranbolu turistik bir şehir olduğu için özellikle eski şehir çok erken saatlerde bile hareketli. Etrafta yol sormak ve ekmek almak için açık yer bulmak mümkün. 06.40 sularında kamp yerine ulaşıldı. Mağara ağzına gidip kimse var mı diye kontrol ettik ancak mağara açılış saati 09.00 olarak verilmişti.
Eski kamp yeri, mağaranın İl Özel İdaresi tarafından bir işletmeye verilmesi sebebiyle, otopark gibi bir şey olmuş ancak kamp kurmak için uygun başka yerler vardı. Kamp yeri seçildi ve 08.15 sularında toplanan kuru odunlar, biraz karton ve gazete yardımıyla ateş yakıldı. 09’da gelen işletmeci gerekli izinler olmadan mağaraya kesinlikle girişin mümkün olmadığını söyledi. Bir arkadaşımızın tanıdığı aracılığıyla Valilik ve Jandarmadan gerekli izinler ayarlandı. Jandarma hırsızlık ve ayı olasılığına karşı dikkatli olunması uyarısını yineledi.
Gecikmeli de olsa ilk ekip döşeme malzemeleri ile 11’de mağara yolunu tuttu. Ne yapsak ne etsek diye bakınırken ateşte sosis ve marshmallow yapmaya karar verdik. Cumartesi tam bir bahar havası olduğu için uykusunu otobüste alamayanlar güneş altına mat atıp güzelce uyudu. 13.35 sularında ikinci ekip bindirme yapmak için hazırlanmaya başladı. Bu arada Jandarma ile muhabbeti koyulaştıran Erdi ve Baran jandarma refakatinde İncekaya kanyonunu incelemeye gittiler. 14 sularında yola çıkan ikinci ekip mağara çıkışında birinci ekiple karşılaşıp kask değişimi yaptı. Gözlerimiz mağara karanlığından sarhoş olunca farketmeden halka çizip platforma geri dönmüşüz. Burada zaman kaybettiğimiz için hızlanıp hata yaptığımız yeri bulduk ve devam ettik. İp inişine kadar tamamen çamurlu, susuz, inişli çıkışlı, darallı geçişlerden ilerlerken bazı beyaz toz birikintileri gördük. Karpit olabileceğini düşünüp yarasaların bile duyamayacağı şekilde kötü şeyler söyledik. İp inişinden sonra 15 dk. kadar ilerleyip su akışı olan bölümden bot olmadığı için geri döndük ve ip çıkışında üçüncü ekiple karşılaştık. Ateş başında Ozan usulü türlümüzü yerken üçüncü ekip de döşemeyi toplayıp dönmekteydi. Ateş başında eğlenceli muhabbet sohbetin ardından gece birçok mağaracı için saat 00.30’da son buldu.
Pazar sabah 08.15 sularında kalkıldı. Eşyalar toplanıp yapılan temizliğin ardından 09.30’da İncekaya Kanyonu’nu ve su kemerini görmek için yola çıkıldı. 10.30’da Safranbolu’da yemek ve lokum molası verildi. Bir grup Safranbolu bükmesinin (kıymalı ıspanaklı kapalı pide) ve Erdi’nin peşinden giderken bir diğer grup ise daha lezzetli seçeneği seçip Kebap Bank’a yöneldi. Yemek molasının ardından saat 12.12’de İstanbul’a doğru yola çıkıldı. 18.30 sularında İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’ne giriş yapıldı.
Geziden Hatıralar;
- Mağara derinliklerinde 30 dk. ilerledikten sonra (aslında girişinde) ansızın halojen lambaları görüp “aha ışık var lan” diye haykıran Merve (loop),
- Mağaraya giderken önce kaskını sonra kafa lambasını sonra nasıl olduysa tekrar kaskını unutan Umur,
- Gece odun toplarken terkedilmiş evde hayalet gören Özge, ayı sandığı arkadaşından kaçarken zıplayan Melek,
- 30 yumurtalı (29) menemen ve Ozan’ın yarattığı cıvık yumurta atıp tutma oyununu kaybedip yumurtayı kafama doğru atan Fatma’nın ağlaması (dumandan),
- Gece ateş başında çay, kahve, çekirdek, muhabbet, 5 paket (yuh) marshmallow, sosisler ve beklenen ama asla ortaya çıkmayan sucuklar..
- Serhat’ın Pazar sabahı neden sucuk da fırlatmıyoruz, iki buçuk lira lan deyip 1 kangal sucuğu 20 metreden Ozan’ın kafasına atması ve sonra yediği tekmeler (gülüyordu),
- Gezi parası karışıklığı, Serhat’ın çapraz sorgulama teknikleri, Ozan’ın olaya müdahil olması çizdiği Kumsal/Özge karikatürleri ile olayı çözümlemesi (case closed).
Unutulmaması gerekenler:
Valilikten izin, Göl geçilecekse bot,Kaliteli sucuk..
Uğur Özkan