Semaver Geldi Hoş Geldi

Topmeydanı – Kapaklı, Kastamonu, 10-14 Eylül 2016

Geziye Katılanlar: Serhat Uzun, Bensu Elmacı, Birgül Kalkan, Burak Dindar, Ecem Uludağ, Emre Can Güzel, Erdi Canbay, Erdi Şencan, Nermin Akın, Ozan Küçükbağış, Selen Özkelebek, Uğur Özkan

Yine bir bayram haftasında güzel bir gezi yapalım dedik. 8 Eylül Perşembe günü gezi öncesi hazırlıklarını yapmak için kulüp odasında buluştuk. Bir kısmımız teknik malzemeleri çantalarken Erdi Ş., Bensu ve ben yiyecek alışverişi için market arabamızı alarak şokun yolunu tuttuk. Onun iyisinden bunun güzelinden alalım, e hadi şalgam da olsun dedik, kötü mü dedik?! Sonrasında yiyecekleri de çantalayarak kalan hazırlıkları gün içerisinde bitirdik.

9 Eylül Cuma günü akşam saatlerinde yavaş yavaş kulüp odasında toplanmaya başladık.

10 Eylül Cumartesi saat 02:00’de İTÜ Ayazağa Kampüsü’nden yola çıkmamızla, matı yere atıp uyku tulumumun içine girerek uyumam arasında çok zaman geçmedi. Biraz trafik olmuş, polis durdurmuş, birkaç mola vermişler… 11.15’te Pınarbaşı’na vardık.

Ekmektir, soğandır, patatestir gibi şeyler aldıktan sonra yolumuza devam ettik. Uzun ve dönemeçli yolun ardından saat 13:00’te kamp alanındaydık.

Çadırlarımızı kurduk, yerleştik, çoğoş bir kahvaltı yaptık. Erdi Ş. İstanbul’dan aldığı semaverle çayı demledi. Yıllardır hayalleri kurulan semaver kampın neşesi, Erdi Ş.’nin oyuncağı olmuştu. Saat 16:10’da Serhat, Uğur ve Emre Kapaklı Kuylucu’na döşeme ekibi olarak girmek için kamptan ayrıldı. (Serhat mağaraya girdi.) Onların ardından biz de hazırlandık. Ozan, Birgül, Ecem, Bensu ve ben olarak kampa 10 saniye yürüme mesafesinde olan Topmeydanı Kuylucu’na döşemeye girdik. Ozan’ın rehberliği ve yardımıyla döşeme yaparak eğitim tadında yavaş yavaş ilerledik. Su seviyesinin yüksek olabileceğini düşünerek yanımıza aldığımız botu genel olarak elimizde taşıdık. -35 metreye kadar olan döşemeyi tamamladıktan sonra çıkışa geçtik.

Saat 22:00’de kampa vardığımızda diğer ekip bizden 10 dakika önce, Kapaklıdaki yaklaşık -80 metreye kadar olan döşemeyi tamamlayarak, gelmişti. Hep birlikte ateş başında yemeğimizi yedikten sonra, Bensu her kampta yaptığı gibi oyun oynamak için insanları dürtmeye başladı. Vampir-köylü denedik, tutmadı. Sonra sevişmek oynamaya başladık. Serhat ebe olunca bir sevişildi ki akıllara zarar. Gece sonunda yarın sabah 9’da mağaraya gireriz diyerek çadırlara çekildik.

11 Eylül Pazar günü uyandığımızda saat 11:00’di. Kahvaltıdır, hazırlıktır derken saat 12:45’te Ozan ve Serhat döşemeye devam etmek için Topmeydanı’na girdi. (Serhat yine mağaraya girdi.) Yemekodası’na kadar döşemişler. Onların ilerlemesini bekledikten sonra, 14:20’de Uğur, Ecem ve Birgül güzellik salonunun altındaki galeriye çıkan 11 metrelik pozitif döşemeyi yapmak için mağaraya girdiler. Yarım saat sonra Emre, Burak ve ben onları takip ettik. Yanlarına vardığımızda Birgül pozitif döşeme yapmak için tırmanmaya başlamıştı. İlerledikçe şaşırttı, şaşırttıkça ilerledi. Sonlarına yaklaştığında Ecem’le yer değiştirdiler. Ecem çıkışı tamamlayarak srt döşemesini oluşturdu. Hep birlikte yukarıya çıktık. Ordan ilerleyerek inişin olduğu yere kadar bakındık.

Bu aralarda bir yerlerde Ozan ve Serhat mağaradan çıkmış, saat 18:15’te Erdi, Bensu, Selen ve Erdi Ş. arkalarında bıraktıkları “ Belli bir vakitte girdiler (Güneş yoktu ama hava aydınlıktı.), tahmin edilen vakitte çıkmalarını umuyoruz. Saatimiz yok L “ notundan habersiz mağaraya girmişler. Pozitif döşeme kısmını Emre toplarken seslerini duyuyorduk. Sanki birileri tekrar tekrar bottan düşüyor gibiydi. Uğur, Burak, Ecem ve Birgül çıkışa geçerken Emre’yle ben döşemeyi toplamak için geride kaldık. Erdi, Bensu ve Selen saat 22:00’de mağaradan çıkmışlar, Erdi Ş. Toplama ekibine katılmak için geride kalmış, geçerken bulduk. Üçümüz döşemeyi toplayarak mağaradan çıktık. Yemekler hazır, bulaşıklar yıkanmıştı. Bensu’nun yine hadi bir şeyler oynayalım demesiyle oyun faslı başladı. Gece bir vakitte uyuduk.

12 Eylül Pazartesi günü güzel bir kahvaltı yaparken, Ozan ve Serhat bugün de kampta takılırız, mağaraya girmeyiz, şöyle yatarız, böyle oynarız diye konuşuyorlardı. Saat 12:15’te Ozan ve Uğur Kapaklıdaki döşemeye devam etmeye girdi. Anlattıklarına göre -96 metreye kadar olan döşemenin ardından pozitif döşeme gerektiren yere gelmişler. Orayı da döşedikten sonra zamanın yetmeyeceğini düşünerek daha fazla devam etmemişler. İpin sonuna işaret olarak şok poşeti bağlayıp bırakmışlar. Onları saat 14:00’te Köroda’ya kadar girip çıkacak olan Serhat, Emre, Selen ve Burak’tan oluşan shift takip etti. (Serhat yine mağaraya girdi.) Aradaki kısa zamanda Bensu’yla birlikte Serhat ve Ecem’in doğum günleri için pasta yaparak mağara ağzına sakladık. Diğer ekiplerle bir yerde karşılaşır yer değiştiririz düşüncesiyle saat 16:20’de Ecem, Bensu, Erdi Ş. ve ben de kamptan ayrılarak Kapaklı’ya doğru yürümeye başladık. İlk üç inişin ardından (24 m) Emre, Serhat, Burak ve Selen’in sesleri geldi ve onların çıkmasını bekledik. 18:10’da kampa varmışlar. Biz devam ettik ve Köroda’da bizibekleyen Uğur ve Ozan’ın yanına gittik. Biraz konuştuktan sonra onlar çıkışageçtiler biz ise şok poşetine doğru inişe geçtik. Pozitif döşeme yanında bir şeyler atıştırırken poşeti karşıdan izledik.

Ardından döşeme yapılmamış dikey iniş başladığı için Bensu, Ecem ve Ben karşıya geçmemeye karar verdik, oldukça üşümüştük. Erdi Ş. döşemeye ayıp olmasın diye geçip geri geldi ve dönüşe başladık. Baştaki beklemeden dolayı shift süresi biraz uzamıştı, çıkış için verdiğimiz saatten 15 dakika sonra kamp alanında olacaktık. Yolda yürürken bize bakınmaya gelen Uğur, Erdi ve Emre’yle karşılaştık. Onlar o akşam kamptaki en ufak çıtırtıdan bile ürken Serhat’ı korkutmak için geride kalırken, biz 21:45’te kamp alanına vardık. Korkutma girişimi pek başarılı olamadı. Toparlandık ve ateş başına geçtik. Pastalar geldi, üflendi. Erasmusa gidecek olan Ecem’e yavaştan veda etmeye başladık aynı zamanda. İki pastanın da altıya bölünmesiyle afiyetle yedik.

13 Eylül Salı günü semaverle olan son kahvaltımızı yaptık. Saat 12:45’te Serhat, Emre ve Birgül Kapaklıdaki döşemeyi toplamak için kamptan şevkle ayrıldı. (Serhat yine ve yine mağaraya girdi.) Onlardan 15 dakika sonra Erdi yanına Uğur’u alarak mağaradaki ilk üç inişi (24 m) inip geri çıkmaya gitti.

Erdi ve Uğur saat 14:00’te dönünce, hazırlanmaya başladık. Saat 14:30’da Erdi, Uğur, Ecem, Erdi Ş. ve ben Mantar Mağarası’na doğru yola çıktık. Küçük ama bol oluşumlu Mantar’da fotoğraf çekilerek baya eğlendik. Günlük kıyafetle üşüyene kadar kaldık. Çıkınca manzarasına doğru bir sigara yaktık ve Ejder Mağarası’na doğru yola koyulduk. Yolda giderken taze ayı boku görmemiz ve yakınlarında kötü kokular almamız biraz ürküttüğünden hızlandık. Ejder’in manzarasında da sigara içtikten sonra, içine taş falan atıp dönüşe geçtik.

17:20’de kamp alanına vardığımızda toplama ekibi bizden 5 dakika önce gelmişti, çok mutlulardı. (Serhat en çok çanta taşımış.) Bir şeyler atıştırdıktan sonra teknik malzemeleri çantaladık ve kampı toparladık. Ertesi sabah erkenden çıkabilecek şekilde hazır hale geldik. İşler bitince Pınarbaşı’ndan aldığımız topla birlikte geniş bir alana geçtik. Hava kararmaya yakındı. Kafa lambalarımızı kenarlardaki odunların üzerine dizerek voleybol oynamaya başladık. Bensu’nun büyük katkılarıyla en fazla 20 yapabildik. Bir tur ortada sıçan da oynayalım diyerek iki gruba ayrıldık. İlk başta gruplar; Erdi ve Erdi Ş. ile Ecem, Birgül, Burak ve ben şeklindeydi. Uğur’un Erdiler grubuna dahil olmasıyla dengeler biraz değişti. Bitmeyen ortada sıçan yapmışlar! En son pes ederek kampa döndük. Biraz sohbet muhabbetten sonra ateş başında sayıca azalınca konudan konuya atlarken korkunçlu konular hakkında konuşmaya başladık. Belli bir süre geçince sessizce biri bir yerden çıktı, yakınlarda amaçsızca yürüyordu. Tam olarak kim olduğunu anlayamadık ama Serhat diye seslendik, cevap alamadık. Bizi başından beri dinleyen Serhat’ın çadırdaşı “Ordaki Serhat’sa benim yanımdaki kim?!” diye biraz ürkmüş sabah öğrendik.

14 Eylül Çarşamba sabahı Ozan saat 07:00’de hepimizi uyandırdı. Kamptan çıkmamız 08:40’ı buldu. Günlerdir gidebilir miyiz acaba diye konuştuğumuz Ilıca Şelalesi’ne doğru yola koyulduk. Saat 10:00’ da şelale yakınındaki gözlemeciye vardık. Kimi üç kimisi beş tane yedi. Şelaleye doğru giderken dört kişi ben girerim diyordu. Biz geriden yürürken Uğur, Ecem, Birgül ve Erdi açılışı yapmışlar. Sonra Burak dayanamayıp pijamasıyla girmiş. Biz varınca Erdi Ş. :”Ben giriyorum Emre sen de gel” dedi. Serhat’la Ozan da dayanamayıp atlayınca, biz dışarda üç kişi kaldık L Toplu bir atlayış yaptıktan sonra istemeye istemeye suya veda ettiler. Saat 12:15’te otobüsteki yerimizi aldık. Birkaç küçük mola dışında fazla oyalanmadan saat 21:00 civarında okula vardık.

Yine gidelim!

Sevgiler..

Nermin Akın